-

| 0 yorum ]
Sponsorlu Bağlantılar


 Fecr-i Ati topluluğunun en önemli şairi  Ahmet Haşim,  çirkin olduğu düşüncesiyle kendinden nefret eden hatta aynalara tükürdüğü bile vaki olan biriydi...
   Küçük yaşta annesini kaybetmenin verdiği büyük bir boşluğa düşmüştü.Annesini kaybetmesinden birkaç yıl sonra dilini, geleneklerini, insanlarını tanımadığı bir şehirdeki yeni okulunda yatılı okuyor olmasının verdiği  hüzün onu iyice içine kapanık hale getirmişti.Üstelik  okul arkadaşlarının yeni öğrendiği Türkçesinin ve Fransızcanın telaffuzuyla alay etmesi “Arap Haşim” diyerek yabancılığını yüzüne vurmaları onu daha içine kapanık hale getirmişti.

  İlk şiiri yayımlandığında henüz on üç on dört yaşlarındaydı...Bundan sonraki üç yıl içinde on üç şiiri yayımlandı.Edebiyat dünyası yeni bir ışığa alışmaya çalışan gözlerini ovuştururken Haşim, masalın dışında kaldığı zamanlarda hâlâ kendini küçümsemekle meşguldü...

 Edebiyatımızın en büyük sembolist şairlerinden biri olan Ahmet Haşim’in çok ilginç özellikleri vardı.Bunları okurken çok şaşıracaksınız; ama bu özellikler tabii ki onun çok büyük bir şair olmasına engel değil...

§  Galatasaray’da okurken derslerine giren ve şiirlerinde etkisi görülen hocasıTevfik Fikret hakkında bile Fikret’in dahil olduğu Servet-i Fünun akımından hoşlanmadığı için onu kötüleyen yazılar yazmıştı.Ama birçok hakaret yazısının ardından kendisine aynı şekilde mukabele edilmediği zamanlarda “bu kusurum(dedikodu) için kendimi müdafaa kuvveti artık bende yok” diyerek özür mektupları yollamıştı.

§  Bir dostuyla arası açıldığında fotosunu “ayakyolu”nun duvarına asmış, araları  düzeldiğinde de fotoğrafı  salondaki yerine yerleşmişti.

Haşim'in hayatı boyunca dostu Yakup Kadri
§  Hayatı boyunca dostu Yakup Kadri’yle de ezeli rakibiYahya Kemal yüzünde bozuşmuş hatta na bir düello davetiyesi göndermişti.
§  Ona göre kendisi “ iri ve yağlı bedeni üzerinde duran koca kafası, kısacık boynu ve yüzündeki yara iziyle bir ucubeyi andıran çirkin sesli zavallı bir adamdı” ve kendisinde zerre bulunmadığını düşündüğü güzellikten de bu nedenle nefret ederdi.

§  Üstelik korkaktı.Her yazısını teslim edişinin ertesi sabahında yazdıklarının birine dokunacağını ve bu nedenle kendisine bir zarar geleceğini düşünerek ürperirdi.Bir  tren garında suikasta kurban gideceği korkusuyla kendisine seslenen en yakın dostlarını bile duymazlıktan gelerek hızla yürümeye devam ederdi.

§  Nazım Hikmet “Onu gördüğüm yerde dövüşeceğim.” dediği için birkaç gün üzerinde silah taşıdığı ancak silahın kendiliğinden patlayacağı korkusuyla bundan da kısa sürede vazgeçtiği söylenirdi.

§  Kedisini bile kıskanmıştı O.9 tane yavru doğurduğu için sokağa attığı kediyi sonra tekrar eve alarak kendi merhametine inanmaya çalışmış ve marazi ilişkisini kedisiyle arasındaki ilişkiye bile yansıtmayı başarmıştı.

§  Kadınlarla ilişkilerinde ya korkup kaçmış ya da ani duygu kabarmalarıyla saldırgan bir hal almıştı.Evlenip bir yuva kurma hayalini hayatı boyunca taşıyan Haşim , güzel ve zengin bir kadınla evlenerek her iki arzusunu da tatmin edebileceğini sanıyordu.Onun aşk hayatını “Beni sevenlerin hepsi güzel fakat züğürt.Sevdiklerimin hepsi zengin fakat bana lakayt.Hem zengin hem de bana teveccühkar olan kızlar tanıyorum ki maalesef çirkinler” sözü özetliyordu.

§  Haşim bütün hayatını anlaşılamamış olduğunu düşünerek ama inatla anlatmaktan vazgeçmeyerek yaşadı.

§  1933’te bir böbrek rahatsızlığı neticesindeki ölümüne kadar kendisine bakan bir hanımla aralarındaki aşk ilişkisinin sadece bir rivayet olduğu söyleniyor.

0 yorum

Yorum Gönder