-

| 0 yorum ]
Sponsorlu Bağlantılar


11.SINIF TÜRK EDEBİYATI CEVAPLARI
3.ÜNİTE
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI (1896-1901) VE FECR-İ ATİ EDEBİYATI
1.SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATININ OLUŞUMU

HAZIRLIK:
1.Bu sözle sanat eserinde sanatçının üslubunun önemi ifade edilmiştir.Üslup , ifade tarzıdır.Hangi sanat dalında konu ne olursa olsun sanatın estetik yönünün güçlü olması gerektiği vurgulanmıştır.
2.Cemil Meriç bu sözüyle dergilerin düşüncelerin özgürce ifade edildiği, sanat , edebiyat ve fikri konuların rahatça tartışılabildiği bunların yayımlandığı birer yer olduğunu anlatmaktadır.
SAYFA 83:
İNCELEME
1.GRUP: Servet-i Fünun “fenlerin serveti (bilimlerin hazinesi, zenginliği) anlamına gelmektedir.
2.GRUP: Servet-i Fünun dergisi 27 Mart 1891′de yayın hayatına başlamıştır.Aslında bu derginin çıkarılması Ahmet İhsan Tokgöz’ün D.Nikolaidi’in “Servet” adlı gazetesinde işe başlamasıyla gerçekleşmiştir.Servet-i Fünun Nikolaidis’in Servet adlı gazetesine ek olarak haftada bir çıkarılmasına – fen ve teknoloji konularını ele alması- koşuluyla izin verilen bir dergidir.Tevfik Fikret’in Recaizade Ekrem tarafından bu derginin yazı işleri müdürlüğüne getirilmesiyle yayın çizgisini değiştirmiş, edebiyat ve sanat dergisi olmuştur.Dönemin genç sanatçıları bu dergi etrafında toplanmıştır.
1.SERVET-İ FÜNUN DERGİSİNİ ÖNEMİ:
Derginin asıl önemi Tanzimat yazarlarından sonra ikinci bir yenilik hareketi olarak ortaya çıkmasıdır.Recaizade Mahmut Ekrem farklı dergilerde yazan ve dağınık halde bulunan yenilikçi gençleri bu dergi etrafında toplayarak yeni bir edebiyat hareketi başlatmıştır.
Türk edebiyatının bu dönemine “Servet-i Fünun Dönemi” denilmesi bu edebi hareketin Serveti-i Fünun dergisi etrafında oluşmasıyla ilgilidir.Bu da Tevfik Fikret’in yazı işlerini üstlenmesiyle başlamıştır. (7 Şubat 1896 SAYI :256)
Servet-i Fünun dergisi bu dergi etrafında toplanan gençlerin görüşlerini açıklamada savundukları görüşler doğrultusunda kaleme aldıkları eserlerini yayınlamada birer araçtır.
SAYFA 84:
2. Tanzimat dönemi edebiyatı Batı etkisinde yenilikler getirdiği için “Edebiyat-ı Cedide” olarak adlandırılmış , daha sonra Servet-i Fünuncular için önceleri bir alay olarak kullanılmış , daha sonra isim olarak yerleşmiştir.Yeniliğin üstüne yenili yapmaya çalıştıkları için Servet-i Fünunculara Edebiyat-ı Cedideciler de denmiştir.
3.Muallim Naci ılımlıların (orta yolu savunanların) başında yer alır.Muallim Naci Divan şiirine karşı ılımlı yaklaşmış Batı etkisinde gelişen yeni edebiyata geçişin yavaş ve doğal bir süreçte gerçekleşmesi gerektiğine inanmıştır.Ayrıca Muallim Naci eski edebiyatın tamamen atılmasına karşı çıkarak iyi yönlerinin korunması gerektiğini ileri sürmüş ve yeni edebiyatla bir sentez oluşturma yolu aramıştır.
4.SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİNDE YENİYİ SAVUNAN SANATÇILARIN GENEL ÖZELLİKLERİ
Yeniyi savunanlar ; yani Servet-i Fünun sanatçıları Recâizade Ekrem’in yönlendirmesiyle “Servet-i Fünun” dergisi etrafında toplanmışlardır.
Yaşları ortalama 25 olan bu genç sanatçılar başta Fransızca olmak üzere çocuk yaşlarda Batı dillerini öğrenmiş ve Batılı eserlerini orijinallerinden okumuşlardır.
Hemen hepsi Tanzimat döneminde açılan yabancı okullarda öğrenim görmüş, Batı kültürüyle yetişmişlerdir.
II.Abdulhamit‘in baskıcı yönetimi bu sanatçıların içlerine kapanmalarına ve sadece kendi ıstıraplarını karamsar bunalımlı bir şekilde dile getirmelerine neden olmuştur.
Bu koşullardan dolayı sanatta estetik ve zevki ön planda tutmuş, toplumsal sorunlardan uzak durmuşlardır.
Servet-i Fünun sanatçıları 2.Abdulhamit’in uyguladığı baskıcı yönetiminden çok etkilenerek 2.Abdulhamit’ten nefret ederler.
Bu bunalımlardan kurtulmak gerçeklerden kaçıp kendi hayal dünyalarına sığınmak istemişlerdir.
Tanzimat sanatçıları sosyal konumları bakımından yüksek tabakadan çıkmış ve yüksek memur kesimiyle yakından ilişkili içinde bulunmuşlardır.Servet-i Fünun nesli ise orta tabakadan oluşmuş ve Tanzimat sanatçılarının yaşadıkları çevreye yabancı kalmışlardır.
5.a Tanzimat Dönemi metinlerinde “hürriyet, adelet, eşitlik, görücü usulünün yanlışlığı, gazetenin gerekliliği” gibi toplumsal konular işlenmişken, “Servet-i Fünun” ve “Kırk Yıl” adlı metinlerde bireysellik ön plandadır.
b. Servet-i Fünun döneminde “Sanat, sanat içindir.” ilkesi benimsenmiş, toplumsal konulardan ve sorunlardan uzak durulmuştur.
ANLAMA-YORUMLAMA
1.Tanzimat Dönemi Edebiyatını hazırlayan sebepler ile Servet-i Fünun Edebiyatını hazırlayan sebepler arasındaki en önemli farklılık, Servet-i Fünuncuların aradan geçen zaman içinde bazı yeniliklerin oturmasından, fikri ve edebi alan ile toplum tarafından benimsenmiş olmasından sonra ortaya çıkmış olmalarıdır.
DAHA AYRINTILI BİLGİ TABLO HALİNDE…
TANZİMAT VE SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATLARINI HAZIRLAYAN SEBEPLER
TANZİMAT EDEBİYATI
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI
 17.yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti askeri, siyasi, ekonomik , eğitim vb. Batı karşısında zayıf düşmüştür.Özellikle askeri alandaki başarısızlıklar Osmanlı Devletini ekonomik olarak da çok güç durumda bırakmıştır.Bu koşullar, Osmanlının Batı dünyasına uyum sağlayabilmesi için her alanda yenileşme hamlesi başlatılmasını zorunlu kılmıştır.Askeri alanda başlayan yenileşme hareketleri zamanla farklı alanlarda da kendini göstermeye başlamıştır.
 Tanzimat edebiyatını hazırlayan sebeplerin başında Osmanlı Devletinin modern dünyaya uymak adına yaptığı ıslahatlar gelmektedir.Fransa’ya eğitim için öğrenci göndermeye başlamıştır.Batı kültürünü öğrenen bu aydınların önderliğinde önce Tanzimat Fermanı ilan edilmiş ve ardından Batıya giden bu ilk öğrencilerden biri olan Şinasi tarafından Tanzimat edebiyatı başlatılmıştır.
 Servet-i Fünun edebiyatını hazırlayan nedenlerin başında Tanzimat edebiyatıyla başlayan “eski-yeni” tartışmalarında R.Mahmut Ekrem’in yeniyi savunanları bir araya getirme düşüncesi yatmaktadır.Batılı kültür ve yaşayışı benimseyen sanatçılar Recaizadenin bu yönlendirmesine bağlı olarak Servet-i Fünun dergisi etrafında bir araya gelmişlerdir.
 Tanzimat dönemi sanatçılarının edebi bir grup oluşturmaları ve bu şekilde adlandırılmaları kendilerine değil, edebiyat tarihçilerine aittir.Servet-i Fünun sanatçıları ise bilinçli olarak bir araya gelmiş ve edebi bir topluluk oluşturmuşlardır.
 Tanzimat döneminde yenileşme süreci devlet eliyle başlamış ve bu dönem sanatçıları Tanzimatın son dönemi hariç genelde büyük bir baskı görmemişlerdir.Servet-i Fünun edebiyatının doğmasında ise sanatçıların yaşama bakış ve sanat anlayışlarının oluşmasında etkisi olmuştur.
2. Servet-i Fünun ile Kırk Yıl adlı metinler tema bakımından toplumdan uzak, bireysel bir konuyu işlemişlerdir. Buradaki bireysellik, şahsi değil, topluluk adına bir bireyselliktir. Her iki metin de anı türünün yapı özelliklerini yansıtmaktadır. Anlatımda ise çeşitli betimlerne ve benzetmeler yapılmış, Tanzimat Dönemine göre daha edebi ve süslü bir dil kullanılmıştır.
3. Bir edebiyat dergisi editörü olarak, derginin sanat anlayışını açıklayan bir yazı yazınız.
Ölçme ve Değerlendirme
1 (D) (D) (Y)
2 …. Servet-i Fünun dergisin … … Edebiyat-ı Cedide …
3. Doğru cevap D seçeneğidir. Recaizade Mahmut Ekrem’in teşvikleriyle eserlerini yazmışlardır.
4.Servet-i Fünun Dergisi Servet-i Fünuncuların edebi görüş ve çalışmalarını sürdürdüğü bir merkez olmuştur.Dergini asıl önemi , Tanzimat yazarlarından sonra ikinci bir yenilik hareketi olarak ortaya çıkmasıdır.Recaizade farklı dergilerde yazan ve dağınık halde bulunan yenilikçi gençleri bu dergi etrafında toplayarak yeni bir edebiyat hamlesini başlatmıştır.
SAYFA 85
2.ÖĞRETİCİ METİNLER:
HAZIRLIK:
1.Öğretici metinlerde dilin, sanatsal bir biçimde kullanılması, anlatılmak istenenin karmaşık bir hal alıp anlaşılmamasına sebep olabilir. Belirli bir düzeyde sanatlı anlatım ise öğretici metinleri, anlatım bakımından daha estetik kılabilir.
2.a. Günlük yaşantınızda eleştiri yapıp yapmadığınızı ve neyi, niçin eleştirdiğinizi belirtiniz.
b. Eleştirinin amacı, olumlu ve olumsuz yönlerin ortaya konarak, daha “iyi”nin ortaya çıkmasını sağlamaktır.
3. Hatıra ve gezi yazıları, kendilerinden sonraki dönemler için birer tarihi belge niteliği taşırlar.
4. Servet-i Fünun Döneminde, II. Abdülhamit’in baskıcı yönetimi altında bulunan aydınların birçoğu Avrupa’ya özellikle de Paris’e kaçmışlardır. Ülkedeki bu baskıcı yönetim zamanında herhangi bir savaş olmamasına rağmen Batı karşısındaki gerileme devam etmiştir. Sosyal yaşamda, özellikle Tanzimat’ın ilanından sonra meydana gelen değişiklikler yavaş yavaş toplum tarafından kabullenilmiş ve devletle birlikte halk da yüzünü Batı’ya dönmeye başlamıştır.
SAYFA 87
1.ETKİNLİK
1.Grup: “Biraz Daha Hakikat” adlı metnin yazIlış amacı, bilgi vermektir.
2.Grup: Biraz Daha Hakikat adlı metin iletisi, Servet-i Fünun ve yeniliktir.
3.Grup: Biraz Daha Hakikat adlı metindeki kelime grupları, cümleler, paragraflar metinde anlam birliğine sahip kümelerdir. Metindeki bu anlam birliğine sahip kümeler, metin iletisini ifade etmek, onu açıklamak, hakkında bilgi vermek amacıyla bir araya getirilmişlerdir.
1.“Biraz Daha Hakikat” adlı metnin ana fikri, “Servet-i Fünun ve yenilik”tir. Bu ana fikir, metnin ait olduğu sosyal ve siyasi şartlarla, Servet-i Fünun’u oluşturan şartlar dolayısıyla ilişkilidir.
2.Metin eleştiri (tenkit) düşüncesiyle kaleme alınmıştır.
3.Metindeki ifadeler, bilgi vermek, açıklama yapmak amaçlandığı için açıktır. Metindeki “gazete, makale, Dekadan, edebiyat okulu, edebi hareket, sanat, sanatkar, taklit, estetik, roman, ilerleme” gibi terim ve kavramlar kullanılmıştır. Metinde günlük hayatla ilgili olarak, her alandaki işbirliğinin bugün için zorunluluğundan bahsedilmiştir.
4. Metinde anlam tutarsızlığı veya birbiriyle çelişen düşünceler mevcut değildir.
5. Metinde somut ifadeler daha çok kullanılmıştır.
b. Bu durum öğretici metinlerin, bilgi vermek, açıklama yapmak, yönlendirmek, haberdar etmek gibi amaçlarının olmasından kaynaklanmaktadır.
6. Metin, öğretici metin geleneği içerisinde edebi tenkit alanında yazılmıştır.
7.“Biraz Daha Hakikat” adlı metni internet sitelerinde, günlük gazetelerde ve dergilerde yayınlayabiliriz.
8.Hüseyin Cahit Yalçın
* Hüseyin Cahit’in gazetecilik, roman, hikâye, eleştiri, anı, çeviri türlerinde çalışmala­rı olmuştur.
* Tanin gazetesini çıkarmıştır. Malta’ya sürgüne gönderilen yazar orada İngilizce ve İtalyancadan bilimsel eserler çevirmiştir.
* Hüseyin Cahit, realizm akımının etkisinde kalmıştır. Romancılığa başladığında Ah­met Mithat’ın etkisindedir.
* İlk romanı olan Nadide teknik, anlatım ve üslup açısından tümüyle Ahmet Mithat’ın etkisini yansıtır. İkinci romanı olan “Hayal İçinde”de realiz­min etkisi vardır. Romanlarındaki dil yalın, üslubu açık ve anlaşılırdır.
* Dil ve üslup yönünden Servetifünûnculardan ayrılır.
* Romanları: Nadide, Hayal içinde
* Öyküleri: Hayat-ı Muhayyel ve Hayat-ı Hakikiye Sahneleri, Niçin Aldatırlarmış
* “Kavgalarım” adlı eserde eleştirilerini ve sanatçılarla atışmalarını, “Edebi Hatı­ralar”da da anılarını toplamıştır.
* Servetifunûn dergisinin 1901′de kapatılmasına neden olan “Edebiyat ve Hukuk” adlı çevirinin (Fransızcadan) yazarı Hüseyin Cahit Yalçın’dır.
Biraz Daha Hakikat adlı metin yazarın sert kişiliğini, eleştirici yönünü ortaya koyması bakımından, kitabın adının “Kavgalarım” olduğu da düşünülürse ilişkilidir.

SAYFA 91
GEZİ YAZISI:
1.On Birinci Mektup adlı metnin yazılış amacı, gezilen yerler hakkında bilgi vermektir. Metnin ana fikri, Mısır ve piramitlerdir. Türü ise, gezi yazısıdır.
2. Metindeki “iki şerit gibi ekilmiş araziler”, “deve kervanı “, “bedeviler”, “merkepçiler, deveciler, fotoğrafçılar”, “müzik ve dilenci grubu” ifadeleri döne*minin sosyal gerçekliğini yansıtan ifadelerdir.
2.ETKINLIK
1.Grup: Biraz Daha Hakikat ve On Birinci Mektup adlı metinler, okuyucuya bilgi vermek amacıyla yazılmışlardır.
Bu durum öğretici metinlerin yazılış amacıyla parelellik gösterir.
2. Grup: Biraz Daha Hakikat adlı metinde “Servet-i Fünun ve yenilik”, On Birinci Mektup adlı metinde ise “Mısır ve piramitler” teması işlenmiştir. Temaların birbirinden farklı olması hem metinlerin türü hem de anlatılanların birbirinden farklı olmasından kaynaklanmaktadır.
3. On Birinci Mektup adlı metindeki ifadeler, bilgi vermek amaçlandığı için açık ve kesindir.
3.ETKiNLiK
ı. Grup: Bkz. 2. soru
2. Grup: Metindeki “delta, üçgen, piramit, mumya, ebu’l-hevl” ifadeleri terim ve kavramlardır.
Bu bakımdan On Birinci Mektup adlı metin, öğretici metin olması dolayısıyla yoğundur.
4. Metinde somut ifadeler daha baskındır. Fakat yazarın edebi üslubundan kaynaklanan birtakım benzetmeler ve sanatlı söyleyişlerde soyut ifadelere de yer verilmiştir.
5. On Birinci Mektup aldı metin “gezi yazısı”dır.
EK BİLGİ :
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATINDA GEZİ YAZISI:
Türk edebiyatında gezi yazısının ilk önemli örneği Evliya Çelebi’nin “Seyahatname” adlı eseridir.Evliya Çelebi’den sonra da edebiyat tarihimizin çeşitli dönemlerinde gezi yazısı örnekleri verilmiştir.
Tanzimat döneminden Cenap Şehabettin’in gezi yazılarına kadar verilen gezi yazısı örneklerinin pek edebi değer taşıdığı söylenemez.
Cenap Şehabettin’in bu türde verdiği eserler Batılı anlamda gezi yazısının ilk güzel örnekleridir.
2.Abdülhamit’in uyguladığı baskıcı siyaset ve sansür nedeniyle Servet-i Fünun döneminde bir yerden bir yere gitmek belli izinlere bağlı olarak gerçekleşmiş ve seyahat özgürlüğü kısıtlanmıştır.Bu nedenle gezi yazısı diğer türlere göre ikinci planda kalmıştır.
Bu dönemdeki gezi yazılarında sanatlı bir dil ve şiirsel bir anlatım vardır.
Mekanlar genelde Doğu ve Batı ülkeleridir.Batı’yı tanımak Servet-i Fünuncuların en büyük isteğidir.
Servet-i Fünun döneminde gezi yazısı türünde eser veren sanatçılar ve eserleri şunlardır:
Cenap Şehabettin : Hac Yolunda, Avrupa Mektupları, Afak-ı Irak, Suriye Mektupları
Ahmet İhsan Tokgöz : “Avrupa’da Ne Gördüm?”
6. CENAP ŞEHABETTİN
1870′te Manastır’da doğdu. 12 Şubat 1934’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. Babasının Plevne’de şehit düşmesinden sonra ailesiyle İstanbul’a geldi. İlköğrenimini Tophane’deki Fevziye Mektebi’nde yaptı. Gülhane Askeri Rüşdiyesi’ni bitirdi. Tıbbiye İdadisi’nden sonra Askeri Tıbbiye’den mezun oldu. Hekim yüzbaşı oldu. Paris’te 4 yıl cilt hastalıkları ihtisası yaptı. Yurda döndükten sonra Mersin, Rodos, Cidde’de karantina hekimliği, sıhhiye müfettişliği yaptı. 1914’te emekliye ayrıldı. Darülfünûn’da Türk Edebiyatı Tarihi dersleri okuttu. Kurtuluş Savaşı sırasında Kuva-yı Milliye’ye karşı olumsuz tutumu nedeniyle öğrencileri tarafından istifaya zorlandı. Daha sonra cumhuriyeti destekledi ama yalnızlıktan kurtulamadı. İlk şiiri 1885’te daha öğrencilik yıllarında Saadet gazetesinde yayımlandı. Önceleri Muallim Naci’nin etkisiyle divan türü şiirle uğraştı. Daha sonra Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit Tarhan’dan etkilenerek Batı tarzı şiire yöneldi. Servet-i Fünun dergisinde şiirleri yayımlandı. Tevfik Fikret ve Halit Ziya Uşaklıgil’le birlikte Servet-i Fünun edebiyatının 3 önemli isminden biri oldu. Gelenekçi şairlerin en çok saldırdığı yenilikçi şairdi. Diğer Servet-i Fünun’cuların tersine bireysel şiiri tercih etti. Edebiyat-ı Cedide’nin en aşırı örneklerini verdi. Şiire “nesir-musikisi” dedi. Şiirlerinde kullandığı “Sâât-i semenfâm”, “çeng-i müzehhep”, “nay-i zümürrüt” gibi deyimler, imgeler döneminin sanat dünyasında önemli tartışmalar yarattı. Heceleri müzik düzeyinde uyumlu kullanmayı savundu. Bu tarzda yazdığı en iyi iki örnek “Yakazat-ı Leyliye” ve “Elhan-ı Şita” şiirleridir.
ESERLERİ
ŞİİR: 
Tâmât (1887)
Seçme Şiirleri (1934, ölümünden sonra)
Bütün Şiirleri (1984, ölümünden sonra)
TİYATRO:
Körebe (1917)
DÜZYAZI:
Hac Yolunda (1909)
Evrak-ı Eyyam (1915)
Afak-ı Irak (1917)
Avrupa Mektupları (1919)
Nesr-i Harp, Nesr-i Sulh ve Tiryaki Sözleri (1918)
Vilyam Şekispiyer(1932)
On Birinci Mektup adlı metindeki birtakım sanatlı söyleyişler ile anlatılanların kurgulandığı üslup Cenap Şehabettin’in edebi kişiliğiyle örtüşmektedir.
SAYFA 93:
4. ETKİNLİK
1. Grup: “Ahmet Hikmet’i Nasıl Tanıdım?” adlı metin bilgilendirmek, haber vermek amacıyla yazılmıştır.
2.Grup: Metnin ana fikri “Ahmet Hikmet”tir.
3.Grup: Metin hatıra (anı) düşüncesiyle yazılmıştır.
1. Verilen metinlerde dikkati çeken yön daha önce de belirtildiği üzere toplumdan, sosyal sorunlardan uzak ve bireyseldir. Bu durum, Servet-i Fünun Dönemi öğretici metinlerinin bireysellik etrafında şekillendiğini göstermektedir.
2. Metinde döneminin siyasi gerçekliğini yansıtan ifadeler “Türkçülük” fİkridir. Sosyal gerçeklik olarak ise, sanatçıların ev toplantıları gösterilebilir.
3. Anlatım bozukluğu olan cümleler şunlardır:
Bu sebeple o zamana kadar tanımadığımız, görmediğimiz birçok adamlara rastgeliyor ve birçok kişilerle temas ediyorduk. “(çoğul eklerinİn yanlış kullanımı)
“Uzanan ellerimiz birbiriyle kucaklaştı. (Kelimenin yanlış anlamda kullanılması.)
“Başka herhangi yazarlar arasında ihtimal kırgınlığa varabilecek … ” (Gereksiz sözcük kullanılması)
“Fransızcada birçok Latin( ce) kelimeleri var, İngilizcede de birçok Fransız(ca) kelimeleri olduğu gibi … ” (Ek eksikliği ve çoğul ekinin yanlış kullanımı)
4.Metin günümüz için Servet-i Fünun Dönemine ışık tutan bir öneme ve değere sahiptir.
5. Verilen cümlelere göre dergiler, döneminin, sanat ve edebiyat hayatına yön veren, sanatın fikri ve edebi yönünün yer aldığı birer merkez konumundadır.
DAHA AYRINTILI EK BİLGİ:
SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİNDEKİ DERGİLERİN ÖĞRETİCİ METİNLERDEKİ ROLÜ

Tanzimat dönemi sanatçıları düşüncelerini halka aktarmak için özellikle gazeteyi bir araç olarak kullanmışlardır.Servet-i Fünun döneminde ise gazetenin yerini dergiler almıştır.
Bu dönemde yayımlanan başlıca dergiler şunlardır:”Servet-i Fünun Dergisi, Mektep, Maarif, Mirsat, Malumat vb.Bunlar içinde en önemlisi Servet-i Fünun dergisidir.
Bu dergilerde (özellikle Servet-i Fünun dergisinde)Fransız edebiyatından tercümler yapılmış edebi tartışmalar yeni tarzda şiirler hikaye roman ve sohbetler yayımlanmıştır.
Dergi sayfalarında yer alan sanat tartışmaları ve eleştiri yazıları öğretici metinlerden farklı olan edebi tenkidin bir türk olarak edebiyatımıza girmesini sağlamıştır.
6. Mehmet Raufun Edebi Kişiliği ve Hayatı, Eserleri
1875-1931)Servet-i Fünun romancıları arasında önemli bir yere sahip olan Mehmet Rauf, Soğukçeşme Askeri Rüştiyesi ve Bahriye Mektebi’ni bitirdikten sonra deniz subayı olarak Girit ve Almanya’ya gönderildi. Yurda dönüşünde elçilik gemilerinin irtibat subayı olarak görev aldı. Ancak askeri yaşamı fazla sürmedi ve 1908′de subaylıktan ayrılarak yaşamını yazarlık ve yayıncılıkla kazanmaya başladı.
Mehmet Rauf’un henüz 16 yaşındayken ilk hikayesi ‘Düşkün’ü İzmir’e, Halit Ziya’ya gönderdi. Halit Ziya da bu hikayeyi Hizmet adlı gazetede yayınladı. Böylece yazarlık hayatı başlamış oldu. Mektep ve Servet-i Fünun dergilerine yazılar gönderen Mehmet Rauf, edebiyatta batılı anlayışı benimseyen ‘Edebiyat-ı Cedide’ akımının içinde yer aldı.
Hikayelerinde toplumsal sorunlardan çok bireysel sorunlara yönelen, bu nedenle de psikolojik çözümlemeler yapan yazar, asıl ününü Türk edebiyatında ilk psikolojik roman olarak adlandırılan ‘Eylül’le kazandı. Söz konusu romanda soylu bir ailenin genç bireylerini ele alarak evliliğin kurumsal ve ahlaki değerlerine ciddi eleştirilerde bulunan Mehmet Rauf, bir aşk üçgeni ekseninde bireylerin ruhsal durumlarını, romantik bir yaklaşımla ve son derece ayrıntılı olarak değerlendirir.
Romantizm akımından ve Halit Ziya Uşaklıgil ile Paul Bourget’ten etkilenen Mehmet Rauf, eserlerinin çoğunda aşk ve kadın konusunu ele almış, dilde son derece yalın ve anlaşılır olmaya dikkat etmiştir. Birçok roman yazmasına rağmen hiçbirinde Eylül’de olduğu kadar başarılı olamamıştır. Hikaye ve romanlarının yanı sıraz evlilikiçi ve evlilikdışı kadın-erkek ilişkilerini anlatan oyunları da bulunan yazar, Cumhuriyet’in ilk yıllarında kadın dergileri de çıkarmıştır. Son yılları yoksulluk içinde geçiren Mehmet Rauf 23 Aralık 1931 yılında, İstanbul’da yaşamını yitirmiştir.
Eserleri:Roman: Eylül (1901), Ferda-yı Garam (1913-Aşkın Yarını), Karanfil ve Yasemin (1924), Genç Kız Kalbi (1925), Böğürtlen (1926), Define (1927), Son Yıldız (1927), Ceriha (Yara-1927), Kan Damlası (1928), Halas (1929) Hikaye Kitapları: İntizar (Cançekişme – 1909), Aşıkane (1909), Son Emel (1913), Hanımlar Arasında (1914), Aşk Kadını (1923), Eski Aşk Geceleri (1924)
Şiir Kitapları: Siyah İnciler
Oyunları: Ferdi ve Şürekası (Halit Ziya’nın romanından aktarma – 1909), Pençe (1909), Cidal (Kavga – 1911), Sansar (1920)
SAYFA 94:
Anlama ve Yorumlama
1. Servet-i Fünun Döneminde edebiyat ve sanat tartışmalan “sanatın sanat için mi, toplum için mi?” yapıldığı eksenindedir.
2. Tanzimat Döneminde Batı’dan gelen fikirlerin ve edebi unsurların yayın kaynağı, halkı bilgilendirip eğitmeyi amaçlayan aydınlar için herkese hitap eden gazetedir. Servet-i Fünun Döneminde ise, herkese değil de sadece belirli aydın zümreye hitap eden dergi, gazetenin yerini almıştır. Bunun temelinde ise “estetik kaygı” vardır.
5.ETKİNLİK
1. GRUP: Servet-i Fünun Dönemi öğretici metinleri eleştiri, gezi yazısı ve hatıra olarak kaleme alınmış ve bireysel temalar işlenmiştir.Tanzimat Döneminde ise, makale ve fıkra gibi türler yapıyı belirlemiş ve top*lumsal sorunlar ele alınmıştır.
2. Grup: Servet-i Fünun Dönemi öğretici metinlerinde edebi bakımdan daha oturmuş bir dil ve üslup kullanılmış, dil ağırlaşmıştır.
Tanzimat Döneminde ise eskiye oranla daha sade bir dil kullanılmış ve edebi süs ve sanatlardan kaçınılmıştır.
6.etkinlik
Edebi tenkid, gezi yazısı ve hatıra türlerinden biriyle bir yazı kaleme alınız.
Ölçme ve Değerlendirme
ı. (D), (D), (Y)
2. tenkit, gezi yazısı ve hatıra …
3. Halit Ziya—–Saray ve Ötesi
Cenap Şehabettin—Avrupa Mektupları
Hüseyin Cahit Yalçın—Siyasi Anılar
4. Doğru cevap A seçeneğidir. Tevfik Fikret’in Rübab-ı Şikeste adlı eseri şiir kitabıdır.
5. Servet-i Fünun Döneminde bireysel konulann işlenmiş olması, sanatta “estetik kaygı” ve “zevk” anlayışının benimsenmesi dolayısıyladır.

0 yorum

Yorum Gönder