-

| 0 yorum ]
Sponsorlu Bağlantılar

ESKİÇAĞ

A. Yazılı Tarih Öncesi Çağlarda Bilim ve Teknoloji

İnsanlığın tarihinde bilinen en eski çağ, Eskitaş (Yontma taş) çağı (M.Ö. 2.500.000 - 10.000) olarak adlandırılır. İnsanın görünmeye başladığı dördüncü zamanın başlarında, ılıman olan iklim kuzeyden gelen buzullar nedeniyle değişti. Güç koşullar altında yaşamak zorunda kalan insanoğlunun elinde araç olarak yalnızca yontulmuş taşı vardı; ancak, zaman içinde biriken gözlemlerinden yararlanarak taşa çeşitle biçimler verdi; avladığı hayvanların derisinden giysi, kemiğinden alet yaptı; etiyle beslendi. Ateşi keşfettikten sonra doğaya egemen olmaya başlayan insan, çevresini gözlemleyerek elde ettiği bilgiler üzerinde düşünmeye başladı ve düşündüklerini başkalarına aktardı, yani dili buldu.
Cilalı taş (10.000 - 6.000) çağında, insanlar taştan yapmış oldukları araçları cilalamaya başladılar. Balta, keser, ok ve yay gibi yeni aletler eskilerine eklendi. Bu dönemde tarım ve hayvancılık gelişti ve yavaş yavaş göçebelikten yerleşik yaşama geçildi. Artık insanlar hayvan derilerini örtünmek yerine, yününden dokunmuş giysiler giyiyorlardı.
İnsanlar, gündelik yaşamlarında kullanmış oldukları mutfak gereçlerini topraktan üretiyorlardı; daha sonra, bakır ve demir gibi madenleri çıkarıp kullanmayı öğrendiler. Bu madenlerden süs eşyaları yaptıkları gibi, çeşitli aletler ve silahlar da ürettiler.
Maden çağında (M.Ö. 6.000 - 600), Nil, Dicle,Fırat, İndus ve Sarı Irmak kıyılarında toplumlar şekillenmeye başladı; yazıya da ilk kez bu bölgelerde rastlandı. Şu halde, uygarlıkların tarih sahnesine çıkmaya başladığı bölgeler, tarıma elverişliliği olan büyük nehirlerin kenarlarıydı. Bu uygarlıklar içinde ilk akla gelenle arasında Çin, Hint, Mısır ve Mezopotamya uygarlıkları sayılabilir. Buna Orta Asya' da yaşayan Türkleri de katmak gerekir.


B. İLK ÇAĞLARDA BİLİM

1. Çin, Hint ve Orta Asya' da Bilim

a. Çin' de Bilim

Çin uygarlığında bilimsel faaliyetlerin başlangıcı M.Ö. 2500' lere kadar götürülebilir. Zaman zaman sınırları Hindiçin' i de içine alan, zaman zaman ise sadece Sarı Irmak civarında ufak bir devlet şeklinde görülen Çin, ilk insan kalıntılarının bulunduğu yerlerden biridir. Çin uygarlığı, genellikle, kapalı bir uygarlık olara nitelendirilmiş ve bilimsel etkinliklerin gelişmesinde doğrudan doğruya bir etkisi olmadığı ileri sürülmüşse de, erken devirlerde komşuları Türklerle ve daha sonra da Hintlilerle yakın ilişkiler içinde oldukları bilinmektedir. Bu etkileşim sonucunda Türklerin kullandıkları On İki Hayvanlı Türk Takvimi' ni benimsemişlerdir. Hint uygarlığından ise, özellikle matematik konusunda etkilendikleri bilinmektedir. XII. Yüzyıldan itibaren yapılan seyahatler sonucunda, matbaa ve barut gibi teknik buluşlar, Avrupa' ya Çin' den götürülmüştür.
Çin' de kullanılan sayı sistemi on tabanlıdır. Ayrıca, işlem yapmalarını kolaylaştıran, abaküs ve çarpım cetveli gibi bazı basit aletlerden...
Dökümanı bilgisayarınıza indirmek için buraya tıklayınız.

0 yorum

Yorum Gönder