-

| 0 yorum ]
Sponsorlu Bağlantılar

1. Eskiden sinema salonlarına film başladıktan sonra giden izleyicileri alırlardı. Salona girdiğimizde yer göstereni arardık. Yer gösteren elinde bir feneri olan gençti. O fenerle yerimizi işaret eder, düşmeyelim diye yolu aydınlatırdı. Gecenin ilerleyen saatinde evde elinde feneri olan bir adamı görsek yer gösteren değil de onun hırsız olduğunu hemen anlarız.

Bu parçada aynı gösterenin farklı algılanması aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?

A) İletişimde ortak bir kültürün olması gerektiği

B) İleti, anlamını bağlama göre kazandığı

C) Gönderici farklılaştıkça iletinin de farklılaştığı

D) İletişim öğelerinin eksik olmasının iletiyi yanlış gönderdiği

E) İletişimde iletiyi anlamlandırmanın psikolojik olduğu

2. Şu yalan dünyaya geldim geleli

Tas tas içtim aguları sağ iken

Kahpe felek vermez benim muradım

Viran oldum mor sümbüllü bağ iken

Aşağıdakilerden hangisi bu dizelerdeki dilin şiirsellik işlevinde kullanıldığının kanıtlarından biri olamaz?

A) İmge ve mecazlarla yükü olması

B) İletinin metnin bütünselliğinde verilmesi

C) Çağrışıma dayalı bir anlatımı benimsemesi

D) Alıcıda duygu yoğunluğu yaşatması

E) Alıcıyı bir eylem yapmaya yöneltmesi

3. “Oğlum, insanları hiçbir zaman hor görme. Büyüklerin karşısında saygılı ol, ancak doğruları, büyükleri üzse dahi söyle. Bunu söylerken de karşındakini incitmeden söyle. Çevreye ve insanlara karşı duyarlı ol. Onlara zarar verme, zarara uğrayanlara yardımcı ol.”

Aşağıdakilerden hangisi bu dizelerdeki dilin, alıcıyı harekete geçirme işlevinde kullanıldığının kanıtlarından biri olamaz?

A) Cümlelerin emir kipinde kullanılması

B) Öğüt vermesi

C) İletişimi devam ettirme olgusunun ağır basması

D) Yapılması gerekenlerin vurgulanması

E) Alıcıda davranış değişikli yaratmayı amaçlaması

4. Aşağıdaki türlerin hangisinde dil, ağırlıklı olarak göndergesel işlevde kullanılır?

A) lirik şiir

B) pastoral şiir

C) dramatik şiir

D) didaktik şiir

E) epik şiir

5. Yazarımız metinleri oluştururken ciddi bir tavır alıyor ve olabildiğince nesnelliği ön planda tutuyor. Onun yazdıklarını okuduğumuzda bilgi dağarcığımız biraz daha zenginleşiyor.

Bu parçada sözü edilen yazar dili hangi işlevlerde kullanırsa altı çizili sözde verilen özelliği kazanmış olur?

A) Göndergesel işlev – heyecana bağlı işlev

B) Dil ötesi işlev – şiirsel işlev

C) Göndergesel işlev – dil ötesi işlev

D) Göndergesel işlev – alıcıyı harekete geçirme işlevi

E) Kanalı kontrol işlevi – alıcıyı harekete geçirme işlevi

6. Boz toprak dalgaları, alabildiğine uzanıyor. Yeknesak ovayı ikiye bölen Porsuk Çayı şiddetli bir zelzelenin açtığı uzun, bir yılankavi yarık gibidir. Suyu hiç görünmez. Ta yanına gittiğiniz zaman bile, o, suyun cana can katan serinliğini ve rengini bulamazsınız. Boz topraklar orada çürümüş ve pıhtılaşmış sanılır. Elinizi soksanız günün hangi saatinde ve hangi mevsiminde olursa olsun bir cerahat gibi ılıktır.

Bu parçanın anlatımı için aşağıda belirtilenlerden hangisi yanlıştır?

A) Doğal göstergelerden yararlanmış.

B) Dil şiirsellik işlevinde kullanılmış.

C) Öznel anlatımı benimsemiş.

D) Alıcıyı harekete geçirmeyi amaçlamış.

E) Sözcüklerin mecaz ve yan anlamlarından yararlanmış.

7. Gönül gurbet ele çıkma

Ya gelinir ya gelinmez

Her güzele gönül verme

Ya sevilir ya sevilmez

( Erzurumlu Emrah ) 

Gurbette ömrüm geçecek

Bir daracık yerim de yok

Oturup derdim dökecek

Bir münasip yarim de yok

( Karacaoğlan )

Farklı yüzyıllarda yaşayan bu iki ozanın dil, üslup ve şiir anlayışlı bakımından birbirine benzemesi aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?

A) Her ikisinin de aynı eğitimi alması

B) Her ikisinin de köy kökenli ozan olmaları

C) Şiirleri sözlü geleneğinin ürünü olması

D) Şiirleri sazla söylenmeye elverişli olması

E) Ortak kültürel değerlere sahip olmaları

8. Bir millet binlerce yıl uğraşarak büyük, görkemli ve rengarenk bir bahçe meydana getirmiş. O bahçenin sahipleri, bahçede gezerken çiçekleri renginden kokusundan kolayca tanıyor, özelliklerini herkesten çok iyi biliyor. Rüzgar, ise o bahçedeki kokuları, rengarenk çiçeklerin özelliklerini alıyor o milletin gelecekteki üyelerine taşıyor. Bu durum sonsuda kadar böyle devam ediyor. Dil ile kültür de böyledir.

Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Dil, kültürü başka kuşaklara taşıyabilmesi için dilin hiç değişmemesi gerekir.

B) Sürekli bir değişim içinde olmayan bir kültür dile fazla ihtiyaç duymaz.

C) Dildeki değişimler, kültürdeki değişimlerin ürünüdür.

D) Kültür, dil aracılığıyla gelecek kuşaklara taşınır.

E) Kültür ulusal nitelikteyken dil evrenseldir.

9. Türkçe kullanan herkes ‘ağaç’ dendiğinde zihninde bir ağaç resmi canlanır. Ses ve telaffuz olarak ‘ağaç’ söylemi, doğada var olan ‘ağaç’ın karşılığıdır. Söylemin gerçek dünyadaki bu karşılığına dil bilim açısından ………………… denir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Gönderge

B) Gösterge

C) Gösterilen

D) Anlam

E) Belirtke

10. Peyami Safa, Matmazel Noraliya’nın Koltuğu romanında kahramanlarını toplumsal konumlarına ve özelliklerine göre konuşturur: Roman kahramanlarından bir Osmanlı efendisi Tahir Bey’i “ Birader, merhum defteri kabirde, ben veridatı mahsusada idim. Fakat onda hesabı zihni fevkalade idi….” şeklinde konuştururken romanda katil biri olan Tosun’u “ Kusura bakma dalgadayım. Otur biraz. Otur ayaklarını öpeyim.” Şeklinde konuşturur.

Bu parçada Peyami Safa, kahramanlarını konuşmaları ile ilgili özellikleri dil bilim açısından aşağıdaki terimlerden hangisi ile belirtilir?

A) Ağız

B) Argo

C) Şive

D) Konuşma dili

E) Jargon

11. Çukurova bayramlığın giyerken

Çıplaklığın üzerinden soyarken

Şubat ayı kış yelini kovarken

Cennet demek sana yakışır dağlar.

Bu dörtlükte aşağıdakilerden hangisinde yer verilmiştir?

A) Mecaz ve yan anlam

B) Şiirsellik işlevi

C) Doğal gösterge

D) Sosyal gösterge

E) İleti

12. Türkçe, bitki isimleri bakımından son derece zengin bir dildir. Ancak bu bitkiler dağlarda, kırlarda var olan bitkilerdir. Yerleşik hayatın sonucu ortaya çıkan tarımsal bitkiler değil. İlginçtir, Türkçede tarımsal ürünlerle ilgili isimler çoğunlukla başka dillerden alınmıştır. Önceleri dilimizde yabancı sözcükler pek yokken İslamiyet’i kabul ettikten sonra Arapça ve Farsça sözcükler dilimizde yer almaya başlamış. Onlarla dini alanda ilişkilerimiz yoğun olduğu için de dilimize giren sözcükler ilk olarak dini terimler olmuştur.

Bu parçada, dil ile kültür ilişkisi açısından aşağıdaki sonuçlardan hangisine varılabilir?

A) Dildeki değişimler, kültürü de değiştirir.

B) Kültürel birikim ve değişimler dilde yerini alır.

C) Dil, kültürün ayrılmaz bir parçasıdır.

D) Dil ve kültür, bir milletin en önemli ortak özelliklerini oluşturur.

E) Dil ile kültür kuşaklar arasında köprü görevi görür.

0 yorum

Yorum Gönder